Yaşamak gibi ölmenin de bir usulu var.Öleceksen adam gibi öleceksin.Sen giderken geride bir iz bırakacaksın,Bu iz bir ses olacak belki, bir şiir yada bir buluş ,belki de bir resim duvarda asılı…
Dünyaya kazık çakalım demiyorum elbet,ama taze zihinlere kazılan onurlu düşünceler neden olmasın? Ölümün adabı muaşeret kurallarına uyacaksın ki sonra ölünün arkasından konuşulmasın. Bilirsin onlar önce ölünün arkasından konuşulmaz derler. Sonra da ne var ne yoksa sayıp dökerler.İnsan bu herşeyi beklemek gerek ve aynı anda hiçbir şeyi de. Şimdi sen öldün diyelim, arkandan ağlayan yoksa senin için kötü,varsa da ağlayan için.En iyisi ağladıklarına değsin diye sevilmeye değer biri olarak ölmen. Kendini sevmelisin önce ve bırakıp gideceğin bu hayatı ve de kuşları ve vapurları,vapurun köpürttüğü deniz sularını sonra martıları ve martılara simit atan tanımadığın adamları,kadınları
Hiç kimse de çıkıp demez,Ya bu adam trafik kazasında ölmedi mi diye?
Sonra yaşadığının hakkını vereceksin.Ruh gibi yaşamak olmaz.Sırf düşman edinmemek uğruna elini taşın altına koymaktan korkanlardan olursan olmaz bu iş.Ahlaksal hiçbir ikileme düşmeden yaşayıp ahlaklı olduğunu savunursan öbür tarafta bir yerleriyle gülerler sana.Sadece iyinin olduğu biryerde insiyatif almaz insan öyle gelişine vurulmuş tesadüfi golleri başarılı saymazlar bu sahada.Hata yapacaksan bile bu senin hatan olacak ki ders alabilesin.Başkalarının değer yargılarını koy bir kenara, tüm hayatın boyunca deneyimlediğin herşeyden bir kural çıkar bunların hepsini hem zihnine hem de kalbine yaz, Zihnindekileri mantığınla ,kalbindekileri de duygularınla yoğur. Ne vakit kararsız kalsan,iki yoldan birini seçmen gerekse her ikisine de başvur.Kararın seni mutsuz da etse senin kararın olur. Bütün adabı muaşeret kurallarına uydun diyelim sokakta bayılıp kalsan da hastalanıp kurtulamamış olsan da yansan da yakılsan da taşlansan da bir önemi kalmaz.Adam gibi yaşayan vakti geldiğinde adam gibi ölür.
*Fikirleri yüzünden yakılan aydınlara,hain saldırılarla katledilen gazeteci ve yazarlara ithaftır.
Sonra yaşadığının hakkını vereceksin.Ruh gibi yaşamak olmaz.Sırf düşman edinmemek uğruna elini taşın altına koymaktan korkanlardan olursan olmaz bu iş.Ahlaksal hiçbir ikileme düşmeden yaşayıp ahlaklı olduğunu savunursan öbür tarafta bir yerleriyle gülerler sana.Sadece iyinin olduğu biryerde insiyatif almaz insan öyle gelişine vurulmuş tesadüfi golleri başarılı saymazlar bu sahada.Hata yapacaksan bile bu senin hatan olacak ki ders alabilesin.Başkalarının değer yargılarını koy bir kenara, tüm hayatın boyunca deneyimlediğin herşeyden bir kural çıkar bunların hepsini hem zihnine hem de kalbine yaz, Zihnindekileri mantığınla ,kalbindekileri de duygularınla yoğur. Ne vakit kararsız kalsan,iki yoldan birini seçmen gerekse her ikisine de başvur.Kararın seni mutsuz da etse senin kararın olur. Bütün adabı muaşeret kurallarına uydun diyelim sokakta bayılıp kalsan da hastalanıp kurtulamamış olsan da yansan da yakılsan da taşlansan da bir önemi kalmaz.Adam gibi yaşayan vakti geldiğinde adam gibi ölür.
*Fikirleri yüzünden yakılan aydınlara,hain saldırılarla katledilen gazeteci ve yazarlara ithaftır.
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder